Edebiyat Title

Edebiyat

Zindan Dünya Oldu

Zindan Dünya Oldu

HAYDAR ERGÜLEN haydaree@yahoo.com
Hürriyet Kitap Sanat Eki 12.07.2018 - 11:46, Son Güncelleme: 12.07.2018 - 13:28

Tarık Günersel, farklı türlerde yazıyor ama aslında hepsi bir metnin parçaları gibi. Şiirlerini ‘İzdüşümler’de bir araya getiren Günersel’in yapıtlarında dikkatimizi çeken, güçlü biçimde ortaya koyduğu epik yan. Bir tür ‘destan’, çağın destanı. ‘İzdüşümler’, 4 bin yıl önceden Hammurabi’nin iletisiyle başlıyor.

Tarık Günersel. Adı üstünde mi diyelim yoksa adından da üstün mü? Türünün tek örneği denebilecek şahsiyetlerden olduğu için çalışmaları da tek bir türe hem sığdırılamaz hem de indirgenemez! Türlerarası deneyselci yazar, şair, oyun yazarı, tiyatrocu, denemeci, çevirmen gibi hususiyetleri olan nev’i şahsına münhasır bir yüzakı.

Bazen atlet diyesim de geliyor Günersel için. Uzun atlayıcı ya da yüksek atlayıcı. Daha ileriye atlamak, daha yükseğe çıkmak için öyle geriye gidiyor ve geriliyor ki, düştüğü yer de haliyle zamanımızın çok ilerisinde oluyor. ‘İzdüşümler’ de Günersel’in geçmişten geleceğe attığı kitaplardan biri. Sanki yalnızca yazmıyor da, aynı zamanda yazdıklarıyla diyalektik nedir sorusuna açık, kapsamlı, yetkin ve hiç kuşkusuz şaşırtıcı örnekler veriyor.

Yalnızca o kadar mı, hayır. Günersel, okur kadar, belki ondan da önce yazanlara, yazacaklara da ipuçları gibi izuçları da sunuyor. Bu arada 1989’da yayımladığı ‘Muhafızgücü: 1-Hayalgücü: 0’ kitabını şimdiye dek hep tersinden okumuşum. ‘Hayalgücü: 1-Muhafızgücü: 0’ diye... Belki de Günersel’in hepsi de hayalgücünün birbirinden farklı ve yaratıcı örneklerini oluşturan yapıtları bana bu duyguyu vermiştir. Hayalgücünün önlenemeyeceğine dair kanıtları da kendi kitapları ve çalışmalarıyla göstermiştir ilkin.

Tarık Günersel dünya insanı denen türün gerçek, canlı kanlı karşılığı bence. Hem yaptıklarıyla hem yazdıklarıyla elbette. Doğu’dan ve Batı’dan ve iki dünyanın da değerini vererek, bilerek, bu verimlerden yararlanmak değil, onları yenilikler katıp, geleceğe doğru ilerleterek. Mevlana’dan Seneca’ya, Hafız-ı Şirazi’den Kutadgu Bilig’e, Hammurabi’ye, felsefeciler, mistikler, şairler, yasakoyucular, yaşam kılavuzları, bilgelik öyküleri ve insanlığın destanlarının izlerini sürerek. Bunları bazen aforizmalar, bazen öyküler, bazen de şiir-öyküler olarak yeniden yorumlayıp yazan Günersel’in son yapıtı da böyle bir çalışma.

Günersel farklı türlerde yazıyor ama aslında hepsi de bir metnin parçaları gibi. Yani onun yazdıkları için kesin sınırlar çizmek ve ‘şiir, öykü’ diye ayırmak hem güç hem de galiba gereksiz. Büyük anlatılardan, olaylardan, kişilerden kalkarak, bazen eleştirel bazen de çağımız için çıkardığı kıssadan hisseli şeyler bunlar. Günersel’in diğer yapıtlarında da dikkatimizi çeken, onun tiyatrocu ve oyun yazarı kimliğinin de etkisiyle güçlü bir biçimde ortaya koyduğu epik yan. Bu aynı zamanda onun tüm yapıtlarını tek bir metin olarak görmesinin bir başka ifadesi. Bir tür ‘destan’, çağın destanı.

‘İzdüşümler’ 4 bin yıl önceden Hammurabi’nin iletisiyle başlıyor. ‘4 bin yılın 8 öyküsel’ şiiri, Mısır’da Firavunla, Roma’da Neron, annesi ve Seneca’yla sürüyor, 350 yıl önceye, Osmanlı’ya Padişah 4. Mehmed ya da ‘Avcı’ Mehmed’e geliyor. Taht için kardeşini, oğlunu boğduran gelenekten o da nasibini alıyor. Günersel bir insanın trajedisini, çocukluğuna dönüşlerle yakıcı bir biçimde anlatıyor: “Kuş gibi hürüm. Merhaba, ölüm. / Toprakla buluştuktan sonra / dallarında neşeli çocuklar açan bir ağaç / olur muyum acaba?”

Günersel’in şiirindeki ‘diyalojik’ yapı ‘İzdüşümler’i de baştan başa daha etkili bir şiire dönüştürüyor. Son bölüm ‘1940’lar, Avrupa-Bugün, Ortadoğu ‘Saklanan Kız/lar’ adını taşıyor. İkinci Dünya Savaşı yaşanmışlıklarının ‘Anna Frank’ın Hatıra Defteri’ndeki izdüşümlerini yorumluyor bu kez Günersel. ‘Saklanan kız’ın, sığınaktaki iki yılın sonunda söylediklerini: “Kuşlar nasıl cıvıldar? Evet, hatırlıyorum hâlâ./Seksen yaşımda nasıl unutkan olurum, kim bilir” diye geleceğe dair umut taşıyan bir küçük kızın iyimserliğiyle.

“Dünya zindan idi, zindan dünya oldu.” Bu, bir bakıma, en sondaki, Necatigil’in ‘Kareler Aklar’ını andıran, dünyadan, Türkiye’den ‘39 Dost’un başlarına geleni duyuran şiirinin de, kitabının da savsözü, aforizması sayılabilir. Ne de olsa tarihe, ilerlemeye, insanlığa, iyiliğe iz düşürenler de onlar.

İZDÜŞÜMLER

Tarık Günersel
Kırmızı Kedi Yayınları, 2018
252 sayfa, 22.50 TL.

oyuncu olduğu

OYUNCU OLARAK BAĞLI OLDUĞU AJANS:

Şafak Fişek Casting – SOF Tanıtım

sonat.fisek@softanitim.com